Viyana ...

Batı' nın uçbeyi, asırlar boyunca ünlü bestecileri, yazarları, filozofları barındırmış, çeşitli imparatorlukların, ulusların gelip geçtiği asil kent Viyana...

Tarih bilgilerimizden anımsayacağımız üzere, Osmanlılar Viyana'yı askeri açıdan iki kez kuşatıyor. Birinci Viyana Kuşatması 1529 Kanuni Sultan Süleyman, ikinci Viyana Kuşatması 1683 IV. Mehmet tarafından yapılıyor. 1683’teki Viyana kuşatması Avrupa tarihinin dönüm noktalarından biridir. Bu olay, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun geleceğini de derinden etkilemiştir. Osmanlılar kuşatmadan sonra Avrupa’daki topraklarının yarısından çoğunu kaybetmişler ve imparatorluk için çöküş dönemi başlamıştır.

Biz de bu asil kenti 4 günde kuşatmayı denedik, ama bu sefer Türkler Viyana' ya batı' dan yaklaştı:) Düsseldorf - Viyana yolculuğumuz yaklaşık 1 saat 20 dakika sürdü. Viyana bizi bembeyaz ve lapa lapa yağan kar ile karşıladı. Havaalani ile şehir arası ulaşım oldukça rahat, havaalanındaki turist ofislerinden alacağınız "Vienna Card" ile toplu taşıma araçları, müzeler, şehrin belli başlı atraksiyonlarında yararlanabileceğiniz indirimin dışında havaalanı ve şehir arası ulaşım için kullanılan otobüs ve trenlerde de extra bir indirim almış oluyorsunuz.

İlk olarak şehir merkezine Stephensplatz yani Stephan meydanına gittik. 1137 den kalma Avusturya gotik sanatının en önemli yapıtı olan Stephansdom Katedrali ile karşılaştık. Şehrin tam orta noktasında tüm haşmeti ile Viyana'ya sahip çıkar bir hali vardı. Mozaiklerle süslenmiş çatısı II. dünya savaşından sonra zarar gördüğü için yenilenmiş fakat dış yüzeyi gri ve karanlıktı. Stephansdom bu zamana gelene kadar tam üç kez inşa edilmiş İlk inşa edildiğinde yüksekliği 83 metreymiş. Heinrich Jasomirgott zamanında uğradığı yangından sonra, yüksekliği büyütülerek roma tarzında inşa edildi ve ardından 50 sene sonrada şuan ki gotik stilinde son inşaatı yapılmış ve bu inşaat yaklaşık 150 yıl sürmüş.

Kar taneleri yüzümüza vura vura, kalabalığa karışarak Viyana’nın en işlek caddesi "Kärntner Strasse" ile tanıştık. Kısa bir mola için Cafe Gerstner' i seçtik. Cafe Gerstner 1847' den beri Kärntner caddesinde, pasta ve çikolatalarının ünü de tüm Avrupa'da.

Viyana seyahatinin olmazsa olmazlarından biri de tarihi Cafe'leri. Avrupadaki cafe kültürünün doğum yeri Viyana. Viyana'ya bu kültürün nerede geldiği de çok ilginç; bizlerden, Türklerden...15. yüzyıldan itibaren kahvehane ya da kıraathane'ler Ortadoğu ülkelerindeki ilk sosyalleşme mekanları olmuştur. İlk olarak 1457 yılında İstanbul'da Kiva Han isimli cafe yani kahvehane açılmıştır. Osmanlılar kahve kültürünün Avrupa'da yayılmasında büyük rol oynamıştır. II. Viyana kuşatmasının ardından Osmanlılar kahveyi arkalarında Viyana'da bırakmışlar ve kahve kültürünün Avrupa'da oluşmasına ön ayak olmuşlar. Viyana'da Türk kahvesi de menülerde yer alıyor ve tüm kahveler bizim Türk kahvesini servis ettiğimiz gibi bir bardak su eşliğinde servis ediliyor.

Viyana dört günde inşaa edilmedi, biz de şehri dört günde bitiremedik, ben de dört günü buraya sığdıramadım...

Öyle ise Viyana notlarımın devamı için yarın Sweet Moments'i tekrar ziyaret edin...

Ayse Gulnur Akaltan
sweetmoments.typepad.com