Mahkeme kararını verdi: Kosova'nın bağımsızlığı meşrudur

Uluslararası Adalet Divanı, Kosova'nın 2008 yılında ilan ettiği tek taraflı bağımsızlık kararının meşru olup olmadığına ilişkin bağlayıcı olmayan kararını verdi. Lahey'deki mahkeme, Kosova'nın Sırbistan'dan ayrılma kararının meşru olduğuna kanaat getirdi. Karar, ayrılıkçı gruplarla uğraşan başta Rusya ve İspanya gibi çok sayıda ülkeyi de yakından ilgilendiriyor.

Dörde karşı 10 oyla alınan kararı açıklayan Mahkeme Başkanı Hisashi Owada, "uluslararası hukukun, bağımsızlık ilan edilmesine yönelik yasak içermediğini", dolayısıyla Kosova'nın bağımsızlık ilanının, "genel uluslararası hukukun ihlali anlamına gelmediğini" belirtti.

Kararın ardından Kosovalı yetkililer, gelip bağımsız bir ülke olarak Kosova'yla görüşmenin Sırp tarafına kalmış olduğunu ifade etti.

Kosova, 17 Şubat 2008'de Sırbistan'dan ayrılarak tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmişti. Türkiye ve ABD'nin de aralarında bulunduğu 69 ülke Kosova'nın bağımsızlığını tanırken, Sırbistan bunun uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunuyor.

Birleşmiş Milletler'in en yüksek düzeydeki yargı organı olan mahkemenin bağlayıcı olmayan kararı, Kosova ve Sırbistan'ın haricinde, kendi içinde ayrılıkçı gruplarla uğraşan Rusya ve İspanya gibi ülkeleri de yakından ilgilendiriyor.

SIRBİSTAN'DAN KARARA TEPKİ

Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Yeremiç, Adalet Diva'nın kararını açıklamasından sonra “Adalet Divanı adaletsiz bir karar verdi. Biz bu kararı kabul etmeyeceğiz ve de Kosova’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi. Yeremiç Kosova konusunu BM Genel Kurulu'na taşıyacaklarını söyleyerek, “Kosova yetkilileri ile asla bir masada oturmayacağız” diye konuştu.

"HİÇBİR SINIR GÜVENDE OLMAZ"

İspanya’da Basklar ve Katalanlar daha fazla bağımsızlık isterken, Kıbrıs da Türk ve Rum kesimleri olarak ikiye bölünmüş durumda. Rusya’nın Çeçenistan eyaletindeki bağımsızlık isyanlarını bastırması 20 yılını almıştı. Ayrıca Rusya, Gürcistan’ın Güney Osetya ve Abhazya bölgelerini bağımsız devletler olarak tanımak zorunda kalmıştı.

Uluslararası Adalet Divanı tarafından açıklanan görüş, mahkemenin coğrafi bir bölünme konusunda aldığı ilk karar olması açısından da önem taşıyor.

Kararın açıklanmasından önce Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremic, "Lahey'deki mahkeme tek taraflı bir ayrılığın meşruiyetini desteklerse, dünya üzerinde içinde ayrılıkçı isteklerin barındığı hiçbir sınırın artık güvende olmayacağını" söylemişti.

KOSOVA'YI TANIYAN ÜLKELERİN SAYISI ARTACAK

Mahkemenin Kosova’nın bağımsızlık ilanın yasal olduğunu tanıması birçok ülkenin daha Kosova’yı tanımasını beraberinde getirmesi bekleniyor.

Ancak analistler, Kosova’yı henüz tanımayan altı Avrupa Birliği ülkesi (Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Slovakya ve İspanya) ve Rusya için böyle bir durumun çok da olası olmadığını belirtiyor.

Analistler mahkemenin bağımsızlık ilanına destek vermesinin, Sırbistan’ın Kosova sınırını kapatmak ve ticaret ambargosu uygulamak gibi yaptırımlarla karşılık vermesine yol açabileceğini ifade ediyor. Belgrad aynı zamanda Kosova’ya verilen elektrik, telefon ve internet hatlarında da kısıtlamalara gidebilir. Belgrad askeri operasyon seçeneğini göz önünde bulunmadığını daha önce açıklamıştı. Ancak yine de Sırbistan’ın geleneksel müttefiki, Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi Rusya sayesinde Kosova davasını Birleşmiş Milletler’e getirmesi söz konusu.

BELGRAD KARARI KABUL EDEBİLİR

Öte yandan Belgrad’ın Kosova’nın bağımsızlığını kabul etmesi de mümkün. Sırbistan daha önce Kosova’nın kendi sınırları içinde kalacağını kesin bir dille açıkladı, ancak ülkenin bağımsızlığını kabul etmek Belgrad’ın AB üyeliği sürecinde işini ciddi anlamda kolaylaştırabilir. Bu da Sırbistan’ın ihtiyaç duyduğu yabancı yatırımların ve ticari ilişkilerin ülkeye gelişini hızlandıracaktır.

Çoğunluğu Kosova’nın kuzeyinde yaşayan 120 bin Sırp’ın durumu ve Ortaçağ’dan kalma Sırp Ortodoks kiliselerinin ve manastırlarının güvenliği de daha sonraki dönemde yapılacak müzakerelerle belirlenebilir.

Mahkemenin bu kararının ardından Sırbistan’dan ayrılmaya karşı çıkan Sırp gruplar da, ülkenin kuzeyindeki özerk statülerini derinleştirmek için yollar arayabilir. Sırbistan halihazırda Kosova’da etkili olan bir diz paralel yapılar ağını güçlendirerek, Sırp azınlığa yönetim, eğitim ve sağlık hizmetleri sunabilir. Böylece de fakto parçalanma daha da kesinleşmiş olur.

ÇATIŞMALAR BAŞ GÖSTEREBİLİR

Kuzeydeki Sırplar AB misyonuyla işbirliği yapmayı reddedebilir ancak NATO barış gücünün ülkeyi terk etmesini talep edemez. Batı, Sırpların büyük gruplar halinde ayrılmasını beklemiyor ancak bazı grupların savaştan bu yana olduğu gibi kademeli olarak yaşadıkları toprakları terk etmeleri söz konusu. Kosova hükümeti ve AB misyonu Priştine’nin kuzeydeki kontrolünü desteklemek için bölgeye polis gücü gönderebilir. Ancak bu da Sırp ayaklanmasına ve uzun vadeli düşük yoğunluklu çatışmalara yol açacaktır.

Son olarak Lahey Adalet Divanı’nın bu kararı Sırbistan’ın iktidardaki koalisyonu için de bir belirsizlik ortamı oluşturabilir.

Şu an hükümette Devlet Başkanı Boris Tadiç’in Batı yanlısı Demokratları ve İçişleri Bakanı Ivica Daciç’in liderliğindeki Sırbistan Sosyalist Partisi bulunuyor. Mahkemenin kararı sonucu iki parti arasındaki ilişkiler gerilebilir ve ülke erken seçime gidebilir. Tomislav Nikoliç liderliğindeki Muhafazakar Sırp İlerici Partisi’nin ana muhalefet partisi olarak konumunu güçlendirmesi mümkün.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI:BÖLGE İÇİN YENİ BİR FIRSAT PENCERESİ

Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Kosova'nın bağımsızlığıyla ilgili aldığı kararın, Balkanlar'da kalıcı barış ve istikrarın tesisi ve bölgesel işbirliğinin güçlendirilmesi açısından “yeni bir fırsat penceresi olarak” değerlendirilmesinin bölge yararına olacağını bildirdi.