ÇİN

Dünyanın en kalabalık nüfuslu ülkesi Çin'in yaklaşık dört bin yıl geriye uzanan bir kültürel geçmişi var.
Günümüz medeniyetinin temel taşlarını oluşturan kağıt, barut, pusula ve matbaacılık gibi pek çok buluşun kökenleri Çin'e dayanıyor.

Komünist yönetimin etkisiyle bir süre ekonomik açıdan duraklama yaşayan ülke son yıllarda dünyanın en önemli ekonomik güçlerinden biri haline gelmeye başladı.

Çin'in bölgede nüfuzu da askeri alandan çok ekonomi üzerinde kendisini hissettiriyor.

Genel Bilgiler

Binlerce yıl süren hanedanlar ardından 20. yüzyılın başında cumhuriyet yönetimine geçen Çin'de 1949'da ,, Komünist Parti ve Mao Zedong öncülüğünde Çin Halk Cumhuriyeti ilan edildi.

Bu tarihe kadar ülkeyi yöneten Çan Kay-Şek'in yönetimden isimlerle Tayvan'a kaçması, günümüzde hala süren Tayvan sorunun da başlangıcı oldu.

Uzun yıllar kapalı bir ekonomi yapısı gösteren Çin, 1980'lerin başlarında, kollektif tarım uygulamasını durdurdu ve özel teşebbüse yeniden izin verdi.

Şu anda Çin dünyanın en büyük ihracatçılarından ve rekor düzeylerde dış yatırım çekiyor.

Dünya Ticaret Örgütü'ne katılma hakkı kazanan Çin'in bu anlamda yakında yeni bir devrim yaşayacağı düşünülüyor. Bu şekilde Çin dış pazarlara daha kolay erişim hakı kazanacak, ancak dış rekabete de açık hale gelecek.

Bu durumun özel sektör yatırımlarını arttırması ve devlet hala iktidarda tekelini ve bireyler üzerindeki sıkı denetimini sürdürüyor.

Yetkililer muhalefet yönünde hareketleri vakit kaybetmeden bastırırken, sözünü sakınmayanlar çalışma kamplarına gönderiliyor.

İnsan hakları savunucuları Çin'i her yıl yüzlerce kişinin idam edilmesi ve işkencenin önlenememesi dolayısıyla eleştiriyorlar.
Çin'in Tibet üzerindeki hakimiyeti de tartışma yaratmaya devam ediyor. İnsan hakları örgütleri, Çinli yetkilileri Tibet'te Budist kültürünü sistematik olarak bastırmakla ve Çin içinde özerklik talep eden Budistlerin ruhani lideri Dalai Lama'ya sadık rahiplere eziyet etmekle suçluyorlar.

TARİH

Çin Halk Cumhuriyeti l Ekim 1949'da kuruldu ve Chou En-lai Başbakan oldu. Chou, 8 Ocak 1976 yılında 78 yaşında öldüğünde, Çin Komünist Partisi içinde " ılımlılar" ve "radikaller" olmak üzere iki kutup oluştu. Radikalleri; 82 yaşındaki Mao Tse-Tung'ım eşi Chian Chin yönetiyordu. Chou ölünce, Başbakanlığa Deng Şaoping'in gelmesi beklenirken, Hua Kuo-feng Başbakan oldu. Mao, 9 Eylül 1976'da 72 yaşında ölünce, eşi Chiang yönetiminde etkinliğini devam ettirmek istedi. Ancak, Başbakan Hua, hem parti başkanlığını ve hemde Askeri Komite Başkanlığını ele geçirdi. Bunun sonucu olarak Mao'nun eşi ve üç taraftarı tutuklandı. Bu, radikallerin mücadeleyi kaybetmesi demekti.

Çin Milli Kongresi, Şubat 1978'de, 1985 yılına kadar gerçekleştirilecek Dört Modernizasyon Programını kabul etti. Bu program ile; Tarım, Endüstri, Bilim, Teknoloji ve Savunma alanlarının, 1985'e kadar çağdaş şartlara kavuşturulması öngörülmekteydi.

Fakat, programın maliyeti 600 milyar doları bulmaktaydı. Bu maliyet Çin'i yabancı sermaye teminine yöneltti. Komünist Partinin Mart 1978'de Deng Şaoping'i Başbakan yardımcılığına seçmesi sonucu Çin, önce Japonya yanaştı ve iki devlet arasında Şubat 1978'de 60 milyar dolarlık bir ticaret antlaşması imzalandı. Bu antlaşma, Çin ve Japonya arasında 1937'den beri devam eden savaş halini de sona erdirmiş oldu. Ağustos 1978'de Çin ile Japonya arasında " Barış ve Dostluk" antlaşması imzalandı ve Ekim 1978'de de Deng Şaoping Japonya'yı ziyaret etti. Böylece, Mao'nun ölümünden iki yıl sonra Çin, batıya açılmaya başladı. 1978 yılından itibaren de Amerika ile yakınlaşmaya başlayan Çin, bu ülkeden silah satın alımını başlattı.

Kısa sürede Liberal ekonomi sistemini bir yaşam tarzı kabul eden ve reform alanında önemli gelişmeler kaydeden Çin'de zamanla olumsuz sonuçlar da ortaya çıkmaya başladı ve bu durum politik gelişmelere yansıdı.

ÇİN ŞUBESİ BULUNAN DİL OKULLARI

MANDARIN HOUSE
SPRACHCAFFE LANGUAGES PLUS