Rusya'da kamulaştırma dalgası
Rusya’da siyaset ile iş dünyası giderek birbirine kenetlenmiş bir görüntü alıyor. Komünizmin yıkılmasından sonra özelleştirilen şirketler yeniden kamulaştırılıyor. Kremlin dev hampetrol endüstrisinin üçte birini yeniden ele geçirdi. Esther Hartbrich’in haberi...
Rusya’da “Atomstroyexport” adlı Rus nükleer reaktör şirketi yeniden devlete geçti. Devlete ait “Rosoboronexport” silah şirketi de ülkenin en büyük titanyum imalatçısı Avisma hisselerinin %51’ini satın aldı. Gün geçmiyor ki, Rus basınında yeniden kamu sektörüne bağlanan şirketlerle ilgili haberler çıkmasın.
Rusya’da devlet bünyesine alınan şirketlerin büyük çoğunluğunu 1990’larda özel sektöre devredilen işletmeler oluşturuyor. Kremlin’in gözü özellikle doğalgaz ve petrol ile, mineral, metal, otomotiv, makina, tersane ve uçak endüstrisinde.
Kamu sektörünün büyütülmesinin nedenini ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in on yıl önce yazdığı doktora tezinde bulmak mümkün. Putin tezinde, “Devlet desteği ile dev boyutlarda finans ve endüstri holdingleri yaratılmadan, aynı branşta faaliyet gösteren dev batılı tröstlerle rekabet etmenin mümkün olmadığını” savunuyordu.
Siyasi kıstaslar ön planda
Devlet sektörünün Kremlin tarafından genişletilmesinin bir diğer nedeni de Rusya’nın yeniden gerçek bir süper güç konumuna getirilmek istenmesi. “Birleşme ve Satın Almalar” adlı ekonomi dergisinin yazı işleri müdür yardımcısı Dimitri Putilin, Kremlin’in ekonomik yatırım kararlarını siyasi kıstaslara göre verdiği görüşünde.
Bunun Kremlin politikalarının somut ögelerinden biri olduğunu belirten Putilin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Rusya ekonomisi büyüyor. Büyümenin dünya ekonomisi üzerindeki nüfuzuna bağlı olarak Moskova’nın dünya politikasındaki ağırlığı da artacaktır. Kremlin’in böyle bir hedef tayin ettiği anlaşılıyor ve milli çıkarlar açısından bunun doğru bir hedef olduğu söylenebilir.”
Petrol endüstrisi
Vladimir Putin’in bundan 6 yıl önce devlet başkanlığı koltuğuna oturmasından bu yana, kamu sektörünün petrol endüstrisi içindeki payı yüzde 7’den yüzde 30’a çıktı. Rusya’nın en zengin işadamı Abramoviç Putin’in isteği üzerine Sibneft adlı petrolcülük şirketini Gasprom’a sattı.
Gasprom gibi bir kamu kuruluşu olan Rosneft, tasfiye edilen Yukos şirketinin önemli bir bölümünü yutarak Rusya’nın ikinci büyük petrolcülük şirketi haline geldi. Kremlin, sermaye çoğunluğunu ele geçirdiği şirketlerin yönetim ve denetleme kurullarına da Başkan’ın güvendiği kişileri getirebiliyor.
Eleştiriler sınırlı
Kremlin anonim şirketinin ülke ekonomisini yeniden devletleştirme politikası Ruslar’ın onayını buluyor. Başkanın eski danışmanlarından İlaryonov gibi bu politikayı eleştirenlerin sayısı ise sınırlı. İlaryonov, Putin’in izlediği tekelci devlet kapitalizminin Rusya’yı çıkmaza sokacağını iddia ediyor.
Yeniden kamulaştırmayı savunananlar ise bu politikanın temelinde 1990’lı yılların başlarında yaşanan kaosun yattığını söylüyorlar. Yönetime yakınlığıyla tanınan ‘Açık Ekonomi’ adlı internet sitesinin birinci editörü Konstantin Kiselev de böyle düşünenelerden.
Kiselew, “Bir çok konuda Kremlin’in kararlarını korku yönlendiriyor. Demir perdenin yıkılmasından ve 1990’ların kaos yıllarından sonra birkaç saat içinde kötü ya da, petrolün zamlanması gibi iyi gelişmelerin görülebileceği açık bir ekonomik rejimde bulunduğumuzu şimdi daha iyi anlıyoruz. Kremlin kendini emniyete almaya çalışıyor” diyor.
Esther Hartbrich / Moskova
dw-world.de
Rusya’da “Atomstroyexport” adlı Rus nükleer reaktör şirketi yeniden devlete geçti. Devlete ait “Rosoboronexport” silah şirketi de ülkenin en büyük titanyum imalatçısı Avisma hisselerinin %51’ini satın aldı. Gün geçmiyor ki, Rus basınında yeniden kamu sektörüne bağlanan şirketlerle ilgili haberler çıkmasın.
Rusya’da devlet bünyesine alınan şirketlerin büyük çoğunluğunu 1990’larda özel sektöre devredilen işletmeler oluşturuyor. Kremlin’in gözü özellikle doğalgaz ve petrol ile, mineral, metal, otomotiv, makina, tersane ve uçak endüstrisinde.
Kamu sektörünün büyütülmesinin nedenini ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in on yıl önce yazdığı doktora tezinde bulmak mümkün. Putin tezinde, “Devlet desteği ile dev boyutlarda finans ve endüstri holdingleri yaratılmadan, aynı branşta faaliyet gösteren dev batılı tröstlerle rekabet etmenin mümkün olmadığını” savunuyordu.
Siyasi kıstaslar ön planda
Devlet sektörünün Kremlin tarafından genişletilmesinin bir diğer nedeni de Rusya’nın yeniden gerçek bir süper güç konumuna getirilmek istenmesi. “Birleşme ve Satın Almalar” adlı ekonomi dergisinin yazı işleri müdür yardımcısı Dimitri Putilin, Kremlin’in ekonomik yatırım kararlarını siyasi kıstaslara göre verdiği görüşünde.
Bunun Kremlin politikalarının somut ögelerinden biri olduğunu belirten Putilin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Rusya ekonomisi büyüyor. Büyümenin dünya ekonomisi üzerindeki nüfuzuna bağlı olarak Moskova’nın dünya politikasındaki ağırlığı da artacaktır. Kremlin’in böyle bir hedef tayin ettiği anlaşılıyor ve milli çıkarlar açısından bunun doğru bir hedef olduğu söylenebilir.”
Petrol endüstrisi
Vladimir Putin’in bundan 6 yıl önce devlet başkanlığı koltuğuna oturmasından bu yana, kamu sektörünün petrol endüstrisi içindeki payı yüzde 7’den yüzde 30’a çıktı. Rusya’nın en zengin işadamı Abramoviç Putin’in isteği üzerine Sibneft adlı petrolcülük şirketini Gasprom’a sattı.
Gasprom gibi bir kamu kuruluşu olan Rosneft, tasfiye edilen Yukos şirketinin önemli bir bölümünü yutarak Rusya’nın ikinci büyük petrolcülük şirketi haline geldi. Kremlin, sermaye çoğunluğunu ele geçirdiği şirketlerin yönetim ve denetleme kurullarına da Başkan’ın güvendiği kişileri getirebiliyor.
Eleştiriler sınırlı
Kremlin anonim şirketinin ülke ekonomisini yeniden devletleştirme politikası Ruslar’ın onayını buluyor. Başkanın eski danışmanlarından İlaryonov gibi bu politikayı eleştirenlerin sayısı ise sınırlı. İlaryonov, Putin’in izlediği tekelci devlet kapitalizminin Rusya’yı çıkmaza sokacağını iddia ediyor.
Yeniden kamulaştırmayı savunananlar ise bu politikanın temelinde 1990’lı yılların başlarında yaşanan kaosun yattığını söylüyorlar. Yönetime yakınlığıyla tanınan ‘Açık Ekonomi’ adlı internet sitesinin birinci editörü Konstantin Kiselev de böyle düşünenelerden.
Kiselew, “Bir çok konuda Kremlin’in kararlarını korku yönlendiriyor. Demir perdenin yıkılmasından ve 1990’ların kaos yıllarından sonra birkaç saat içinde kötü ya da, petrolün zamlanması gibi iyi gelişmelerin görülebileceği açık bir ekonomik rejimde bulunduğumuzu şimdi daha iyi anlıyoruz. Kremlin kendini emniyete almaya çalışıyor” diyor.
Esther Hartbrich / Moskova
dw-world.de
Konular
- İkiyüzlülüğü bırakın ve Türkiye'yle açık konuşun
- Cameron'ın sözlerinin altında ticari kaygılar yatıyor
- 'Mahkemenin kararı Belgrad'ı nakavt etti'
- Cameron'ın sözleri İngiliz basınını ayağa kaldırdı
- Österreicher ereifern sich über "türkische" Milch
- Avrupa artık onlara ihtiyaç duymuyor
- Cameron Almanya ve Fransa'yı yabancılaştırdı
- İran ve Türkiye arasında petrokimya işbirliği
- Boğa güreşleri yasağı İspanya'yı karıştırdı
- Gizli belgeleri sızdıran sistemin 'gizli sistemi'
- Fransız kadınlar neden bebeklerini öldürüyor?
- Almanya'nın Türk bakanı 3 ayda hüsran yarattı
- İtalya İçişleri Bakanı'ndan Fransa'ya Roman desteği
- 'Çekilmenin riskli olduğunu Obama'ya söylerim'
- 17 gün nasıl dayandılar
- Türkiye'ye serbest dolaşımsız AB üyeliği!?
- Sel felaketi Pakistan'ı İMF'ye götürdü
- Hong Kong’da Filipinlere seyahat yasağı
- İran, Oriflame’i gönderdi
- İngiltere'ye korku saldılar
- Belediye başkanı mafya kurbanı
- ETA'nın ateşkesi yetersiz bulundu
- Moldova'da referandum geçersiz sayıldı
- Başpiskopos: Milano'ya cami şart
- Avusturya’da Müslümanların 100. Yıl kutlaması
- Avrupa'da Türklere vize muafiyeti!
- İspanya’da Ev ve Oturma İzni Almak
- Türkiye'nin vize rüyası kötü bitti!
- Türk vatandaşlara vizesiz AB yolu açıldı
- Yeni ehliyetler AB ülkelerinde değiştirilebilecek mi