DİNARSU BAYİLERİNİN NEŞELİ BUDAPEŞTE- VİYANA GEZİSİ

“Dinarsu’nun bayileri Budapeşte-Viyana seyahatine gittiler. Katılımın yüksek olmasından dolayı turlar dört ayrı grup olarak düzenlendi.”

Dinarsu tarafından düzenlenen Budapeşte/Viyana gezisine Bursa Bölgesi (Akzafer A.Ş.), Ankara Bölgesi (Başkent Halıcılık), K.Maraş Bölgesi (Şirikciler Ltd.), Adapazarı Bölgesi (Saralar A.Ş.), İstanbul Bölgesi, Şanlıurfa Bölgesi (Bebe Döşeme Ltd.), Ege Bölgesi (Onur Mensucat Ltd.), Adana Bölgesi (Gizerler A.Ş.), Konya Bölgesi (Gökmenler A.Ş.), Kayseri Bölgesi (Enes Ltd.) ve Erzurum Bölgesi (Ser Halıcılık Ltd.) bayileri katıldılar.

Dinarsu bayileri, İstanbul Yeşilköy Atatürk Havalimanı’ndan Budapeşte’ye hareket ettiler. Bir saat süren rahat bir yolculuktan sonra Budapeşte’ye varıldı ve daha sonra konaklama için otele yerleşildi. Akşama kadar dinlenildikten sonra gala yemeği yendi. Neşeli geçen yemekten sonra gün noktalandı.

Ertesi gün Budapeşte’de şehir turuna çıkıldı. Buda ve Peşte yakalarını birbirine bağlayan eşsiz güzellikteki Zincirli Köprü’den geçilerek varılan Buda tepelerindeki Kale Bölgesi’nin ziyareti ile tur başlamış oldu. Kale Bölgesi’nde, içinde çeşitli müzeler ve Ulusal Kütüphane’nin bulunduğu eşsiz bir yapı olan Kraliyet Sarayı, Kale Tiyatrosu, Alexander Sarayı, görkemli Matthias Kilisesi, Balıkçılar Kulesi, Kutsal Meydan, St. Stefan Heykeli, tarihi Buda Teleferiği ve diğer tarih mirası yapılar ilgiyle izlendi. Bu bölgeden sonra Gellert Tepesi’ne çıkıldı. Şehrin kusursuz manzarası bu tepeden oldukça güzel izleniyordu, hemen sonra ise Özgürlük Heykeli ziyaret edildi. Elizabeth Köprüsü geçilerek Peşte tarafına varıldı. Burada Parlamento Binası, Opera Binası, Bale Enstitüsü, Kahramanlar Meydanı, Millenium Anıtı, tarihi Vajdahunyad Kalesi, Güzel Sanatlar Müzesi ve Sanat Galerisi, Ulusal Müze, Ekonomi Fakültesi ve Teknik Fakülte Binaları, Gresham Sarayı, Vigado Konser Sarayı, Macar Bilimler Akademisi, Etnografya Müzesi, Avrupa’nın en eski metro hattının geçtiği Andrassy Caddesi gezilen yerler arasındaydı. Lezzetli bir öğlen yemeğinin ardından Tuna’da düzenlenen tekne turunda şehrin tarihi yapılarını seyrederek, şehre ait tarih ve ilginç hikayeler ilgiyle dinlendi.

Turun üçüncü gününde grubun bir bölümü Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahip Esztergom şehrini gezmeye gitti. Bu şehirde tarihimizden izler taşıyan Esztergom Kale Müzesi ve Esztergom Katedrali ziyaret edildi. Macaristan’ın el sanatları merkezi olan Szentendre’de el sanatları ve hediyelik eşya dükkanları özellikle bayan ziyaretçiler tarafından ilgiyle gezildi ve alış-veriş yapıldı. Neşeli geçen gezinin ardından otele dönüldü ve akşam yemeği yenildi.

Ertesi gün yaklaşık 4,5 saat süren bir yolculuğun ardından Viyana’ya varıldı. Otele yerleştikten sonra şehir turuna çıkıldı. Opera Binası, Hofburg Sarayı, Parlamento Binası, Belediye Sarayı, Viyana Üniversitesi, Stadt Park, Belverdere Sarayı ve Schönbrunn Sarayı, tur esnasında görülen yerler arasındaydı.

Turun beşinci gününde grubun bir bölümü Viyana Ormanları’na düzenlenen tura katıldı. Avrupa’nın en büyük yer altı gölü olan doğa harikası See Grotte Gölü ve Mağarası ziyaret edildi, ardından eskinin ünlü bir Roma kenti olan sıcak su kaynağının üzerine kurulu Baden kenti gezildi.

Turun son gününde ise kahvaltıdan sonra Viyana’ya vedanın öncesinde son alış-verişler yapıldı ve Türkiye’ye dönüldü.

VİYANA

Avusturya, Orta Avrupa’da bulunur ve başkenti Viyana’dır. Nüfusu 8 milyon civarındadır. Ana dil Almanca’dır. Alp Dağları’nın büyük kısmı bu ülkede bulunur. Kış sporları bu nedenle bu ülkede yaygın olarak yapılmaktadır. Doğal güzellikler açısından çok zengin olan Avusturya, gölleri, dağları ve akarsularıyla insanda hayranlık bırakır.

Toplam 414 km2 alana oturmuş, 1 milyon 800 bin nüfuslu, kilometrelerce yeşillik ve ağaçlarla bezeli bu muhteşem kentte, kozmopolitlik bir yapı görmek mümkündür. Göçmenlerin yanı sıra, göçmen işçi potansiyelinin varlığı da kentin bu potansiyeli karşılamadaki endüstriyel gücünü, sosyal olanaklarını göstermektedir. II. Dünya Savaşı’nda Nazi işgalini, Hitler’i tüm şiddetiyle yaşayan kentte, asırlardır bulunan Yahudi azınlığın, felsefeden edebiyata el sanatlarından pastacılığa dek Viyana kültürüne olan katkısı su götürmez bir gerçektir. Diğer Avrupa ülkelerinin çoğunda Avusturya tarihi anımsanırken Türklere ve Türklerin Viyana kuşatmalarına karşı önyargılar olmasına rağmen, Viyanalılar için Osmanlı ve Türk ayrı bir anlam taşıyor ve hoş anımsayışları gözden kaçmıyor.

Çeşitli semtlerin bir araya gelerek oluşturduğu 23 bölgeye ayrılan Viyana’da en fazla gezilip görülen yer, tarihi yapıları, parke taşlı romantik sokakları, faytonları, cıvıl cıvıl alışveriş merkezleri, kafe ve pastacılarıyla merkezdeki birinci bölge. Bu bölümü yusyuvarlak bir kemer gibi saran ‘‘ring’’ denilen ve İmparator Franz Joseph tarafından yaptırılan çevreyolu şehircilik açısından da kayda değer bir nitelik taşımaktadır. Opernring’in, Kärntner Strasse Sokağı’yla kesiştiği yerdeki Devlet Opera Binası, duruşuyla bir müzik kentinde olunduğunu belirliyor. 1869’da Mozart’ın Don Juan’ıyla açılan opera, dışı ve içi görülmeye değer yerlerden biridir.

Viyana’nın en işlek sokağı Kärntner Strasse, pek çok şeyi kendinde toplayan bir sokaktır. Yan yana kafeler, alışveriş yapılacak büyük mağazalar, butiklerle bezenmiş, şıklığı sükûnetle bütünleştiren, klakson seslerinden uzaktaki Kärntner Strasse’deki kafelerden birinde oturup, gelip geçeni seyretmek, alışveriş yapmak için buraya bolca turist gelir. Mağazalarda birbirinden zarif Viyana’ya özgü objeler ziyaretçilerin merakla baktığı şeyler arssındadır. Viyolonsel biçimli cam şişelerdeki likörler, Mozart amblemli çikolatalar, üzeri Sisi’li seramik bira bardakları, mücevher kutuları, aynalar, zevkli biblolar ve dünyaca ünlü Viyana porselenleri mağazalarda sergilenen eşsiz ürünlerdir.

BUDAPEŞTE

Macaristan hakkında birkaç pratik bilgi vermek gerekirse; para birimine Forint deniliyor. İstanbul’dan uçakla iki saatte Macaristan’a ulaşabiliyorsunuz. İklim olarak ülkenin kuzeyinde kışlar soğuk yazlar yağmurlu geçerken güneyde Akdeniz ikliminin etkisi ile hava biraz daha yumuşaktır. Merkezi ve Doğru Avrupa ülkeleri arasında yabancı sermaye yatırımlarının en yüksek ülke olduğu Macaristan’da enflasyon oranları yüzde 10’un altında ve düşmeye de devam ediyor. Macaristan’daki işsizlik oranı da diğer Avrupa ülkelerinden daha düşük durumdadır. Budapeşte eğitim ya da turistik amaçlı olarak yabancılardan yoğun talep gören bir şehirdir. Turistik açıdan Balaton gölünü de unutmamak gerekir. 2 milyona yakın insanın yaşadığı Budapeşte, Macaristan’ın sadece siyasi değil, aynı zamanda, kültürel, finansal ve ekonomik başkenti özelliğini de taşıyor. Diğer Avrupa şehirlerine çok yakın mesafede bulunan Budapeşte şehri, Alp dağlarına, Adriyatik denizine ve İtalyan şehirlerine yakınlığıyla da önem taşıyor. Bu arada, Budapeşte içinden akıp giden Tuna Nehri şehrin sembolü durumdadır.

Budapeşte, 16’ncı yüzyılın ortalarından 100 yılı aşkın bir süre Osmanlı hükümdarlığında kalmış. Tarihin bu izlerini müzelerinde, sofralarında ve misafirperver anlayışında gururla sergileyen Budapeşte, Tuna Nehri tarafından ikiye bölünmüş. Nehrin bir yakasında eski yerleşim yeri Buda, diğer tarafta yeni ve modern Peşte yer almaktadır. Gün batımına yakın, Buda tarafında bulunan Kale Dağı’na çıkan herkes, inanılmaz bir manzara ile karşılaşırlar. Hava yavaş yavaş kararırken koca şehrin ışıkları bir bir yanmaya başlar ve şehir akşama merhaba der.

Dağa gündüz vakti çıkarsanız, kendinizi eşsiz bir tarih mirasının tam ortasında bulursunuz. Şehrin her yerinden rahatlıkla görülebilen surların ardında bulunan ve geniş tepenin tam merkezine oturmuş Kale İçi’ne ulaşabilirsiniz. 1870 yılından beri çalışan raylı teleferik ile Kale Dağı’nın Aziz George Meydanı’na keyifle ve yorulmadan çıkabilirsiniz. Buradaki görkemli müzeler arasında sanatsal zenginlikleri bakımından Milli Galeri ve Milli Kütüphane en önemli yere sahip. Budapeşte’nin sadece müzeleriyle değil, 30’un üzerinde tiyatrosu, karnaval ve festival gibi etkinlikleri ile ülkenin kültür ve sanat merkezi olduğunu çok geçmeden anlayabiliyorsunuz. Resim ve tablolara layık bu güzel sokakların arasında, Avusturya - Macaristan tarihi bakımından büyük önem taşıyan Matthias Kilisesi ile karşılaşırsınız. Osmanlı seferlerinden derin tahribata uğramış kilise, defalarca restore edildikten sonra 19’uncu yüzyılın sonlarında, bugünkü zarafetine kavuşmuş. Avusturya prensesi Sisi (Elisabeth), 1867 yılında Macaristan kraliçesi olurken taç giyme töreni büyük bir katılımla bu kilisede gerçekleşmiş.

Düzinelerce kaplıcalar arasından, adını bulunduğu dağdan alan Gellert Termal Tesisi’ne yapacağınız bir ziyaret, etkinlikleri ile hem fiziksel, hem de ruhsal sağlığınıza birebir hitap etmeyi başarıyor. Mozaiklerle bezenmiş açık ve kapalı havuzların yanı sıra, muhteşem sütunların arasında ve görkemli cam kubbenin altında dinlenmenin tadına ilk defa burada varabilirsiniz. Şehri ikiye ayıran ve adına şarkıların söylendiği Tuna Nehri üzerinde, tüm zarafeti ile Aslanlı asma köprü, iki tarafı birbirine bağlayan sekiz köprünün en heybetlisi. Kısa bir yürüyüşle karşıya geçip, Peşte tarafının en heybetli yapısı olan parlamento binasına biraz daha yaklaşabilirsiniz. Nehir kıyısındaki gezi yolunu takip ettiğinizde, hayranlık uyandıran ve etkileyici yapısıyla kartpostallardaki yerini koruyan anıtsal binanın önüne kadar gelirsiniz. 1884 ile 1904 yıllarında inşa edilmiş 700 odalı bu devasa yapı, bütün ihtişamı ve asaleti ile Budapeşte’nin simgesi olma gururunu taşıyor.